Disketler, 90’ların başından beri nostaljik bir teknoloji olarak görülüyor. Ancak ABD gibi bazı ülkeler, bu eski teknolojiyi hala kritik sistemlerinde kullanıyor. Kulağa tuhaf gelse de aslında oldukça mantıklı sebepleri var.
Peki, hükûmetler neden hâlâ bu antik teknolojilere bağlı kalıyor? Gelin, durumu yakından inceleyelim.
2019 yılına kadar ABD’nin nükleer silahlarını kontrol eden bilgisayar sisteminde sekiz inçlik disketler kullanılıyordu.
Bu diskleri görmüş olmanız için muhtemelen ellili yaşlarınızda olmanız gerekiyor. Modern teknolojilerin hızla ilerlediği bir çağda oldukça şaşırtıcı görünebilir ancak ABD Savunma Bakanlığı, sistemin hâlâ kullanılmasının sebebini net bir şekilde açıklıyor: “Bu sistem hâlâ çalışıyor.”
Japonya, uzun yıllar boyunca hükümet belgelerinin disketler gibi eski depolama medyaları üzerinde sunulmasını zorunlu kılan düzenlemelere sahipti.
Dijital Dönüşüm Bakanı Taro Kono, 2022 yılında “disketlere savaş açtı” ve iki yıl süren bir mücadelenin ardından nihayet zaferini ilan etti. Ancak bu zafer, Japonya’nın köklü bürokratik sistemleri ve eski yasaları nedeniyle kolay kazanılmadı.
Eski teknolojilerin hâlâ kullanılıyor olmasının arkasındaki ana neden, modern sistemlerin sunduğu güvenlik riskleri.
Örneğin bulut tabanlı sistemlerin siber saldırılara karşı daha savunmasız olması, hükûmetlerin daha az bağlantılı ve dolayısıyla daha güvenli eski teknolojilere yönelmesine sebep oluyor.
Disketler ve benzeri eski depolama medyaları, günümüzün internet bağlantılı cihazlarına kıyasla hacklenmesi çok daha zor sistemlerdir. Bu nedenle kritik öneme sahip bilgiler veya sistemler için eski teknolojilerin kullanımı, güvenlik açısından tercih edilen bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Bu durumda disketlerin ve diğer eski teknolojilerin kullanımı bir nostalji değil, aksine güvenlik odaklı bir strateji olarak karşımıza çıkıyor.
